ARA

Ben

Fotoğrafım
Kıyameti koparacaksın önce... Cenneti ondan sonra yaratabilirsin.

27 Şubat 2010 Cumartesi

gül.

dikenler içindeki güller, güller içindeki bülbüller, bülbüllerin şakıyışlarında saklanmış aşk masalları ve vesaire ve neyse'lerle donattığım tüm deklarasyonlarımın ötesinde, tüm basmakalıpların gökyüzünü tarumar etmiş bir hâlde, dışımda-içimde-sağımda-solumda, her yerimdesin...

gül.

hiçlik uğruna yokluk ve varlıkla cebelleşiyorum... değer yoksunluğunu ve değer düşürme çabamı bir tarafa çekmişim; öte tarafta nesnel, maddî yoksunluk ve varsıllık tepinip duruyor... hiçliğin karşısına varlığı da yokluğu da koymuş, değer ile maddeyi birbirine kıyasıya çarpıyorum...

ama sen... gül.

gül, çünkü tek bir tebessüm kıvrıntın tüm gediklerimi doldurmaya muktedir... mukadder olduğu iddia edilip duran her şeye binaen...
gül, çünkü gül.

kokun, gölgeme bile sinmişken...
dokunuşun, aklımın tüm dayalı-döşeliliğini yakıp yıkarken...
bakışın, karalamalarımı ölesiye sevmenin caniliğine kiralarken...

gülümsememek olmaz.

gül.
çünkü gül.

üçgen çerçeveye kareler doldurmak budalalıktır... sana senin ötendekileri yuvarlamıyorum, kollarına taşıyamayacağın yükü bırakmıyorum... çünkü somurta somurta düşünerek kendisini evrenin en acı verici boşluklarına bırakması gereken benim, sense çiçekler aça aça gülmelisin...

gül.
hep.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder