ARA

Ben

Fotoğrafım
Kıyameti koparacaksın önce... Cenneti ondan sonra yaratabilirsin.

28 Eylül 2010 Salı

Pencere

Karanlık odamın yarı açık penceresinden uğrun uğrun sokulan serin rüzgarın kanatlarıymışçasına süzülüp süzülüp durulan perdemin terennüm ettiği baladlardan; sokak lambasının turunculuğuyla hepten kasvetlenmiş buzlu camlarına kadar odamın... adın, tebessümün, gözyaşların uçuşur durur. Tırnak aralarıma kaçmış kokundan biraz daha alayım diye parmaklarım parçalanır -nafile... Göz çukurlarımdan sökün eden güz kokusu kuru, boğucu ve ağlaktır -nemsiz de olsa... Ve güz kokusu, toz kokusudur... Gözyaşım tozdur... Ağlamak zordur bu yüzden... Narin ellerin rahmandır, rahmim olur; köprücük kemiklerinden ufuklar çizerim ve elmacık kemiklerinin biri ay, diğeri güneş olup dünyamı yaratır... Gözyaşların yağmurumdur, çillerin çiçeklerim... Dudakların gökkuşağım olur, eremem altına, şakalar yapar, kahkahalar atarız olmayan çocukluk arkadaşlarımla... Alnında namaza durur, secdeye kapanırım... Günde sağa, tünde sola... Gözlerin putlarımdır... Şakaklarından yükselir melaike; uğultusu bana varır, ışığı kulaklarına. Ve kulaklarına seğirtirim alelacele... Adını fısıldaya fısıldaya... Fısıltılarca çevrelenip kendimi sende boğduğumda, haykırışlarda bulantıyı bulur, seni kendimde yaratırım... Kaçma diye. Kaçama diye...

Narin ellerin rahmandır, rahmim olur; dirseklerinden tepeler çizerim ve dizlerinin biri melek, diğeri şeytan olup dünyamı karartır... Gülüşün bulutlarımdır, sevincin gölgem... Serinlerim...

Kalbinde koşuşturan çocuklarım vardır, birbirlerini çimdiklerler... Kelebekler uçuşur dört tarafa, için karıncalanır... Heyecanın heyelanıdır zihnimin; uğunur, çöker kalırım... Dizlerimden dermanı çalar kahkahaların... Karıncaların yuvasına dalıverir düşlerim, düşlerime dalamam, çok küçülmüşler, üşenirim... Ben sığamam içindeki yuvalara, ama düşlerime sarılır, boşluğa sığınıp eririm...

Narin ellerin rahmandır, rahmin olur... Hatıralarından annemi çizerim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder