şu meşhur tevekkül meselesi evet. tanımı kendin yap, ben işime bakıyorum.
"tevekkül" kelimesine baktığımızda "vekil", "vekalet" gibi kelimelerin de kökü olan "wkl" ibaresini görüyoruz ki bu "güvenme, iş yükleme, görevlendirme" tarzında karşılıklar bulan bir kelimedir. yani işini yapıyorsun gerisini allah'a bırakıyorsun, allah'ı görevlendiriyorsun... tuhaf geliyor kulağa tabii. belki "bırakmak" tabiri "sen bilirsin üstat, yap bir şeyler" havasında fakat "vekalet vermek" hiç de öyle bir şey değil. "sana bıraktım, bak ona göre, hallet şu işleri" tarzında... ha tabii arapça'yı kültürel dallanmalarına kadar bilmek lazım ki böyle bir yorumu pervasızca yapabilelim... o yüzden bu konuda kesin konuşamıyoruz.
işin morfolojik boyutundan biraz daha sıyrılıp semantik tarafına iyice aktığımızda karşılaştıklarımız daha da tuhaf... allah'ı görevlendirmek yetmiyor, bir de "ben üzerime düşeni yaptım hacı" mağrurluğuyla karşılaşıyoruz. e bunu yapmayacak insanın da saplantılı bir insan olup aynı işi defalarca yineleme ve sağlama almaya çalışma gibi çeşitli kompulsiyonlarla karşı karşıya kalma ihtimali çok yüksektir. yani el-mahkum, "yaptım ben" diyeceksin. sonra içinden biri, bir ses "ya yapmadıysan la kavat, ne biliyosun?" diye diretecek. bu sefer onu mu susturayım, bunu mu kapatayım derken kalacaksın arada. kalmazsan salak olduğunu düşüneceksin, çünkü "evet yaptım" demenin akıllıca bir hareket olmadığını da düşüneceksin.
"eeeeh! bıraktım gitti allah'a, halletsin işte." diye patlayacaksın en son. bu sefer... haydaaa... oldun mu kafir şimdi de... bak başının çaresine, et tövbeleri...
vesaire vesaire... şimdi bazıları gıdıklanıp diyecek ki "yoo, hiç de bilem, ben de bunların hiçbiri olmuyooo, tıamm mıaa?", ben de diyeceğim ki:
- inandıkların üstüne zerre kadar düşünmüyorsun da ondan.
baş baş.
nöt: başlık ağır derecede istihza-i hecn ve ihsas-ı müstehcen ihtiva etmektedir, aldırmayınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder