ARA

Ben

Fotoğrafım
Kıyameti koparacaksın önce... Cenneti ondan sonra yaratabilirsin.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Şunu Söylemem Gerek:

hem acımasız hem realist olmak zor iş.
acımasız ve mantıklı olmanın kişiyi soktuğu yolda, gerçeğin törpülenip değiştirilmez tarafları ve mantıksızlık yok; ya acımasız, soğukkanlı ve mantıklı olacaksın ya da mantıksız ve realist.

görmezden gelmek güzel şey, vur pisikleti toroslar'a sonra kendini alpler diye kandır... on numara! batan güneşe dönük yüzüne hafif hafif vuran rüzgarı okşaya okşaya yürümeye başla uçurumun ucuna doğru... yavaşla iyice... dur. çömel. yak sigaranı... kitap sayfalarında yaratılmakta olan bir hayatın yönetmeni olduğunu varsaymaya çoktan başlamışsındır zaten. veya hangi gri-turuncu filmin içindeysen artık... tam dalacakken daha da derinlere... tartartartar...

- yigenim nörün burda? yittinni?
- yok amcacım, oturuyorum ben, geziyordum yoruldum.
- eyy bağalım, eyy... hadi sağlıcakla...
- eyvallah...

kaputu güneş yanığından iyice pembeleşmiş kırmızı dodge titreye titreye uzaklaşırken, sen, lahzalar biraz olsun uzamaya yeltenemeden eriyivermiş hayal dünyanın bok kokutulmuş tuvaletlerinde sevişmelik ortam ararsın... boş ver, zaten gecelik ilişkilerden yana değildin sen...

lâkin hayır. mesele o değil ki? o dünyada "dünya içi dünyalar" yaratma niyetinde değildin zaten ve zaten bir semi-valhöll yaratma amacın da yoktu... öyle olsaydı bok kokan tuvaletin kötümsenesi bir yanı olurdu. ama yok. zaten kız atmayacaktın sen tuvalete yani. sen keyifle sıçarken bi' sigara içmek istemiştin yalnızca...

e ama?
kimde suç?
amcada mı?
yapma.

mesele, amcanın seni "gerçekliğe", "belli bir gerçekliğe" döndürmüş olması mı; yoksa senin tasarılarının tümünü, senin yarattığın zeminden söküvererek kendi bağlam-anlam-stil triosunun üst düzey yönetici pozisyonunda yer aldığı süper-şahsî mevziine yerleştirmesi mi?

ikisi de... tamam. sen kestirip atmadan ben eldivenlerimi çıkarıp içeri geçeyim... bu daha kolay. yeni yağan karın tadını, kaidelerin kekreliğine teslim edip yerlerimize geçelim tekrar.

tamam.

ama bazen yalnızlıktan daha yalnızsındır.
kötü olan bu.
çünkü...

her yalnızlığın bir "yalnızı" vardır; oysaki bazı "yalnızların" yalnızlığı bile yoktur.
işte o kadar yalnız olmak.
kötü olan bu.

bitti.

1 yorum:

  1. Böyle durumlarda ikinci duruma yüklenir anlam genelde;ama ben meselenin "amcanın seni "gerçekliğe", "belli bir gerçekliğe" döndürmüş olması" olduğunu düşünüyorum.
    aile içinde de olur bu. hatta an gelir,sevgilim dediğin insanın bile bunu yapmasına sinirlenirsin.
    belki de bu yüzden rüyanda hiç tanımadığın bir ortamda,tanımadığın bir insanla konuşurken görürsün kendini.
    gerçeklik algının ayarlarıyla oynarsın.
    ve seni daha rahat ettirecek bir ortam hazırlar bilinç altı.
    belki.
    neyse.
    benimki de bitti.

    YanıtlaSil