deliler ve epilogsuzluklar-18

- ha, öyle mi?

- evet, dayanamıyormuş... acı çekmeksizin en acıklı işleri üstlenmelerine dayanamıyormuş...

- peki o?

- o üşüyormuş...

- peki ya o?

- ondan bahsedemeyiz.

- niçin?

- çünkü bahsedilemeyecek kadar ufalmış hâlde...

- yani?

- aşık.

- ...

- acı verici...

- nedir?

- umursamaksızın yaşadıkça mutlu olanları görürken mutsuzlaştığını belli edememek...

- kırpıp kırpıp yıldız yapalım diyorsun yani...

- neyi?

- mutluluğu.

- hayır.

- ...

- yıldızlaşalım... bunu istiyorum...

- yıldızlaşıp tekleşelim... yücelelim...

- evet, bunu. zifiri karanlıkta kalıp aydınlığa hiç ihtiyaç duymayacak hâle gelmek... bunu istiyorum...

- çünkü parıldayan sen olacaksın zaten.

- evet.