müptela... dedi:
- ve işte! işte senin duygusallığının iğrenç neticelerine, saplantılarına son verildi!
mizar... fötr şapkasının altında adeta kayboldu... dedi:
- evet... ve şimdi o, biz değil, bizim en gerçek hâlimiz olan "o", kendi söylemlerinin aksi istikametinde ilerlemekten kurtuldu. şimdi "o", çok rahat.
- evet. o öldü. sen can çekişiyorsun.
- ...
müptela uzun uzun düşünüp dedi:
- cranial kemiklerin tek tek çatlayıp erirken, sen gitgide silikleşerek "ayna arar" hâlden "bir şey bilmez" hâle geçtiğinde, o an için arayabileceğin biricik şeyi arayacaksın muhtemelen: yokluk.
mizar... yokluğuna sığındı... daha doğrusu hiç var olmamış olma ihtimaline... acıyla gülümsemeye çalışarak... ve fakat... acıyla gülümseyen tek meczup varlık o idi:dilemma müptelası... ve belki de zaten bu yüzden yokluğa seğirtebilmişti... mizar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder