özünü kamçılayıp duran insan, kendi kalbinde soluyan şeytanların soluklarını sezip irkilirken bu duyarlığını yitirerek yetersizleşip onları fark etmeyince o buyruklarasadece boyun eğmekle yetinen bir aciz hâline gelir ve bu da, onun, niçin böylesine tuhaf bir hastalıkla cebelleşmeye nasıl itildiğini - parça parça da olsa - gösterir.
yitimle kazancın, eksikle tamın, zararla yararın, israfla istifâdenin, ziyanla kârın ve bunların benzeri olan öteki ikililerin ayrımlarını görüp okuyabilenin önüne çıkanaşıtlar ona okunması ve çözümlenmesi gereken yeni düğümler sunacaktır ve bu us savaşı, bu düşünce ve inançla donatılmış yaratığın beslenip erklenmesi, enginleşip derinleşmesi, erginleşip yücelmesi için gereken bileşenlerin birçoğunun barındırıldığı bir mahzen olduğundan ötürü bu savaşa girmek bile türlü kazanımları peyda ettirir; hastanın yatalaklığı ise onu "belirli, dar, yetersiz bir alanda gidip gelerek mahrumlaşıp daha da zayıflayan bir varlık" hâline getirir.
ve şahsî bir şey...
çabucak anlaşılmak değil derdim, benim -tam olarak da bilmediğim- bir tasam ve bir tasarı'm var; tuhaf bir plan...
orada.
ama beni beklemeyin...
zaten beklenmeyeceğim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder