duygulanımdan ziyade düşünüyle ilintili bir türdür; kişi, saplantılarının önünde değil ardındadır ve saplanışı "dürtüp itmeden edememe" ediminin neticesi olarak nitelendirilebilir.
buradaki güdü dıştan içe doğru değil, içten dışa doğrudur; sevdiği hâlde sevilmeyip bunu görmezden gelme yahut buna "sancı" ve "yaşamdaki boşluk" yaftalarını vurma eylemleri ile kendi tutkusunu meşrûlaştıran kişinin kendi düşünceleri ve takıntılarının onca dindirilememesine ilişik itirafların eksikliğiyle de ilintilidir.
bir tek kişi dahi kayıtım fakiri değildir; bu yüzden, platonik aşığın maşuğun canını sıkması yani dışa vurumdan geri durmaması bir suçtur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder