ARA

Ben

Fotoğrafım
Kıyameti koparacaksın önce... Cenneti ondan sonra yaratabilirsin.

23 Nisan 2010 Cuma

günden güne erimek...

bütün nevrozun rüzgarıyla üşüyen bedene damlatılan birkaç damla kızgın yağın ciyaklatışından ibarettir aslen... ama üç maymunun istikrarından ötürü artar acı... yapayalnızlığın soğuk parmaklarından sızan ölüm kokusunun ahenksiz, iç titreten, tozlu tınılarına kulak vermeye çalışa çalışa hepten eprir ve özellikle kendisinden birkaç yaş küçük bir erkekle sevişen bir kadının ciddi baskınlığının orgazma yaklaştıkça azalmasının ondan çaldığı azamet gibi zaafların ezebildiği bir azametle idare etmeye çalıştıkça kendinizi tanımaz -tam manasıyla tanımaz- hale gelerek küçülürsünüz...

evet, tam da budur derdim...
ben bunu anlatmak istemiştim...

ayaklarımın altından alınan dünyamı geri kazanmak için neler yapmam gerektiğini bile düşünemeyecek kadar cılızlaşmış olmamın hesabını birilerinden sorup durmanın suç olduğunu fark ettiğim, daha doğrusu, bunun "kötü bir şey olabileceğini" bile akla getirmememin ne denli feci bir şey olduğunu fark edemediğimi fark ettiğim anda ürperdim...

çalkalandıkça dökecektim yapraklarımı aslında ama sabahın köründe, oturmuş, bir sözlüğe, belki de yalnızca başkalarını tiye almak için aracı olarak kullandığım sanal bir mekana iç dünyamı sızdırıyordum...

hem de çentik çentik ettiğim zihnimin tamiratını umursamaksızın...

aferin bana.
ben on numara insandım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder