ARA

Ben

Fotoğrafım
Kıyameti koparacaksın önce... Cenneti ondan sonra yaratabilirsin.

25 Haziran 2010 Cuma

On yaşında rap söyleyen çocuk...

her yerde vardır, ama müziğe geç ve aç kalmış bir memlekette "değişik" olan toplumun dışlamasıyla hırpalansa da altkültürün popülizmi için mühim bir unsurdur. bu bahsettiğim unsur bir de zihinde kolayca yer edebiliyor ve toplumun dikkatini -müspet ya da menfi olarak- çekebiliyorsa altkültüre tamamen yerleşecektir.

konuyu biraz daha özelleştirerek rap'e gelecek olursak... yetmişlerde başladığı varsayılan bu tarzın ilk örnekleri yetmişlerin sonunda, yani blues'un evriminin en yüksek çeşitlenme oranına ulaştığı zamanlarda yer alıyor.
spoken words denen tarz -daha sonra pek çok tarzla akraba olmak zorunda kaldıysa da- hem en ilkel, hem de en etkileyici -akılda kalıcı- tarzdı ve bu yüzden reklam şirketleri halkın dikkatini daha çok çekebilmek için rap'i kullanmaya başladı. özellikle çocukları -yani yetişkinleri bir şeyler almaya zorlayabilecek en müessir kuvveti- ele geçirebilmek için bu önemli bir adımdı.

ve seksenlerde ortaya çıkıp doksanlara kadar çoktan meşhur olmuş, dinlenmiş, eleştirilip yerilmiş veya övülmüş olan bu tür, türkiye'ye anca doksanların sonunda ('95 yılında ortaya çıkan
cartel'i yalnızca bir "adım" olarak görmek zorundayız) şöyle böyle yerleşebildi. zaten bu yıllar da popun iyice basitleştiği, "club kick" ve "trance hi-hat"lere dayalı 4/4lük altyapılarla ayakta durmaya çalıştığı yıllar, yani müzik kıtlığının baş gösterdiği dönemdi.

toplum bu dönemde kendisine yavaş yavaş işlemeye başlayan iki türü de öteledi: rock ve rap. sonra toplum pop-rock'a tebessüm etmeye başlarken -zaten görüldüğü üzere- yaratıcılıktan yoksun bu rock tarzı ile, "kanı kaynayan ergen psikolojisi"ne hitap eden "battle" adındaki saldırgan (sisteme ya da belli bir düşünceye karşı çıkış olmayan, sadece bireysel saldırıda bulunan) rap tarzı bir anda ün kazanarak gelip kulaklarımıza çöreklendi.

buradan topluma sızan yeni şeylerin altkültürde kalması ve orada gelişmeye devam etmesi gerektiği çıkarsanabilir; zira popülizme kurban olmuş her sanatsal-düşünsel ürün yumuşamak, törpülenip yontulmak zorundadır. bu da "ifadeyi" çolaklaştırır.

entry'i anlamı iyice kısıp mesajı daraltarak bitireyim.
evet, kısacası, mesele yine para, yine para...
ve tabii kendisine bir yer, bir kimlik ya da bir kimliksizlik bulamayın genç neslin bitmez tükenmez arayışı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder