şimdi şöyle bi şey var...
gözlerimi kapayınca gördüğüm rüyaları, gözlerim açıkken göremiyorum ama gözlerim açıkken gördüğüm rüyaların gözlerim açıkken mi, yoksa kapalıyken mi görüldüğünden emin olamıyorum... bu büyük bir problem. hayır yani götüm de kalkmış değil ki gidip pataklayayım ardımdan saçılanları. hoş ben mi dedim gidin savrulun mazinin dibine kadar... ben mi emrettim, o geçmişin zehirli dudakları bulunacak ve ısırılacak diye. yok? götverenler işte... her neyse... yanlış taraftayım, ya da yanlış tarafım; artık bilemiyorum o kadarını, ama yanlışı hissediyorum. normal şartlarda şu yerlere göklere sığdıramadığımı sandıkları beyni alır önüme laf anlatmaya çalışırdım... veya ağzından laf alır aklı mantığa akla uygunluğa en uygun dikişlerle iliştirir, üstüne fikri bakla bakla yerleştirirdim; lâkin bu sefer "hissediyorum", yanlış, yanılış, yan yatmış bir şeyler dört dönüyor gözümün önünde. çok da içmedim. neden böyle? tekrardan ikrah geldi ama hâlâ tekrar ediyorum. yirmi birinci yılda da aynı performansı eksiksiz, ve hatta fazlalıklı, bir şekilde sergilemeyi sürdürürken zihnimi kemiredurmuş bütün o farelerin, sıçanların, çıyanların da yemini suyunu iyice artırmış olmanın gururunu onların ağzıma her sıçışında daha bir hissediyor, daha iyi görüyorum. kompulsiyonsuz obsesyon yoktur azizem, onu diyeyim de... sonradan bi' yanlışlık olmasın e mi. var diyenin de vardır bi' şeyi... hem tardif diskinezi olmamak için var mı bir sebep? kalakalacaksın öyle. en güzeli. oh. mis. hayır yani feryat edebileceğimi bilsem, kalkıp dökeceğim hıncımı bayırlardan aşağı... ama yok. ı ıh. övge yapmaz öyle şeyler. amına koduğumun ciddi pezevengi. soktuğumun soğuğu! kuuliyetine geçirdiğimin amcığı. neyse... ne diyodum ben? akrepler... akrepler doğurarak ürüyor, biliyo musun? tuhaf hayvanlar. panama kanalı'nı çok severim bilir misin... o gatun gölü'ne çıkış, oradan geçiş falan... yeşillikler ve sair zımbırtılar... çok hoşuma gider. sevişse sevişirim o derece. pad'le bass'ı yakın tonda tutarsan harmoniyi çok fena boğuyor, cızırtısı da cabası. ona dikkat etmek lazım. andavallar bi de club kick döşüyor... harbiden mal bunlar ya. insan nabza göre servet verir, di mi ama. şerbet tamam biliyoruz. neyse... ağlamayalı ne kadar oldu bilmiyorum, bilsem ne olacak onu da bilmiyorum. sen de kontes kontes oturacağına bi' bak üçüncü vlad ne yapıyor, ne ediyor, hali keyfi nasıl. cık cık. sadistin tekiyim, içtimai zarara meyyalim, bir an önce tutun, yakın beni dedi biri bana... geçen... hatırlayamadım şimdi zamanını, sitret. yağsız, slim kasa, kaslı ve kuvvetli olmak güzel bi şey sanıyolar. malzemeyi serince her yanın acımıyo tabii senin, atıp tut rahat rahat. teyallam. sevmiyorum o tipleri. tatar böreğini severim ama... siloru da... kırıma kaçıcam zaten. oh mis. çok feci kakofoni yaratırım, acımam. eks var, kako var... buyur hacım. azıcık depreş sende kaldı tacım... biraz ilerle, bak tam orada acım... hayatımda kimseye demedim "bacım". niye diyim? bacı dediğinle sevişirsen enseste girer, taboo olur, family affairdir. bu etiketleri bulamadığın bacı bacı değildir. uyduruyorsundur. falliksindir bre more! köprücük kemiğimi kendi fırlamalığımdan kırmadıysam, ne diye kırmıştım? ya on ya da on bir yaşındayım. ne'me lazım altı yaş büyük elemanla aşık atmak. gittim kurcaladım, tutarsam sikerim dedi. tut da sik dedim. tutamadı ha. dehşet koşarım, koşardım. ardımı tarayıcıdan geçireyip gps'i güncelleyeyim derken, sen düş, çat! ouuv oh. neyse... beş ay 8 askısıyla gezdim, tıbbi adını bilmiyorum onun. hayret. 8'e benzeyen bir askı işte... üç tekerlekli pisiklet vardı bende. altı yaşında falanım galiba... karşı komşunun çocuğu var... iki mislim... on yaşında falandı. geri zekalı! annemiz bizi çok sıkıyo, nedir bu işkence dedim, boyumdan büyük propaganda yaptım, andavalı evden kaçırdım. ehehe. salak. hoş sonra geri döndü yolun yarısında. hem korkak, hem salak. ben üç tekerliyle devam... tıngır mıngır. o piçinki bi de iki tekerli bmx idi... sonra zabıta buldu, getirdi beni. hiç çıkarcı olamadım, kandırıkçı olamadım, sağ gösterip soldan kaktıran olamadım... hatta saf sayılırdım. sonradan geldi bana bu şeytaniyet, bilemiyorum. imac dehşet olmuş. acilen bi tane edinmek lazım. sen çalış ben kazanayım, sen düşün ben kazanayım, sen yarat ben kazanayım. ohhh. oldu amınakoyım. korkak bu insanlar. şu zincire bile karşı çıkamayacak kadar korkak. ben de korkağım. korkak olmasam kalkar aktivist anarşist olurdum, yanlış mıyım azize? öyle yaz çiz, kebap iş anasını satiym. wattafuck! i'm gunna kick ma ass dude. bi işe yaramıyor. uzaya göndericem. gitsin hava alsın. son olarak şu var: six degrees of inner turbulence'ı sevmeseler de pek, ben tapıyorum, yalıyorum, geberiyorum. sıçayım onların kulaklarına.
peh!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder