ARA

Ben

Fotoğrafım
Kıyameti koparacaksın önce... Cenneti ondan sonra yaratabilirsin.

1 Şubat 2010 Pazartesi

deliler ve epilogsuzluklar-11

> insanlar kendilerine merhamet edilmesi için ufalıyorlar. kendilerini saydamlaştırıp tüm art niyetlerini insanların acımalarına gömerek saklıyorlar. buna tahammülüm yok. ne zaman gerçekleri fark edecekler? ne zaman sadece sıfır ve birler üstüne kurulu bir düzeni buram buram hayat kokan soluklarına katıştırmamayı öğrenecekler? ne zaman duygularını gizlemeyi bilecekler? erdemleri bu olmalı. asalaklık ve bu asalaklığın üfürdükleriyle meydana gelen bir kalbî yatalaklık mevcut ve onlar kendi varoluşlarına bu sorunları ekleyip insanoğlunun en kolay elde ettiği o "duygulanımlar üstündeki düşünce bozukluklarıyla", yani saplantılarıyla diktikçe kimliklerinin nasıllıklarını altüst ediyorlar. insanlar bunu görmeli! onlardan tiksiniyorsam şayet, ya da senin böyle düşünmene sebebiyet veriyorsam... sebebim budur.

- ne olursa olsun duyguları görmezden gelemezsin.

> hayır. anlamıyorsun. bu duyguları görmezden gelmek değil. bilakis, onlara duyduğum ve duyulmasını istediğim saygının ürünü. duygunun değeri düşüyor. onlarböyle yaptıkça... ve onlar böyle yapınca, en başta kendi değerlerini düşürüyorlar. bir gün alçala alçala hominid'in ellerinden öpecek seviyeye gelmelerinden korkuyorum. oysaki insan kendini var etmelidir. aşık olacaksa aşkın kölesi olmamalı, aşkın efendisi olabilmelidir. nefret edecekse kendisine ve hatta başkalarına yarayacak hislerle yapmalıdır bunu. insan tamamen doğrulabilmeli, doğrulanabilmeli, dirençlenmelidir. bunlar kulağına kibirlice geliyor belki. ama değil. kibir olan ve olmayan her şeye kafa tutabilmektir. ben olanlardan bahsediyorum. olanların üstünden sekebilmeli, onları kullanıp olmayanların yokluklarını görebilmelidir insan.

- mesela?

> verdiğin alıntı iyi bir örnek. olmayanın üstüne gitme budalalığını içeriyor. ötesini düşünerek bulabilecek birisin. bunu biliyorum. ve fakat...

biraz acımasız olmayı dene.

hem kendine hem de özgeye karşı...

- kin. sanırım senin problemin bu.

> hâlâ anlamıyor musun?.. erginleşmemişlik. semirememek. insanların toyluğu. ve farkına varamayışları... toyluk üstündeki bilinçsizlikleri! benim problemim bu!

- şaka yapıyorum. kızdırmak için söylemiştim. seni anlıyorum. ve dediklerinin üstüne gideceğim dostum.

> sen gerçekten değişmeye başladın. her neyse... neticede beni gülümsettin. bu güzel bir şey.

- güzel yoktur. güzelleştiren sensin.

> bu başka bir tartışma konusu...

- neyse.

> neyse...

- hoşçakal.

> sen de.

- birbirimize hiç güle güle diyemiyoruz, farkındasın değil mi?

> bu da başka bir tartışma konusu. niçin diyemediğimiz de zaten aşikârdır.

- neyse.

> neyse...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder