yıkıksın.
kendi içine tıkılmış,
dideden nihan,
kendinden sıkılmış,
her yerden noksan...
bildiğin...
bayağı...
yıkıksın.
yıkıksın.
kelimelere hapsolmuş,
fikr-i mecnun ile boğulmuş,
kalbi yanık,
beyni sanık -cürmüne de tanık...
bir eli yağda, bir eli kanda,
bir eli ah'ta, bir eli vah'ta...
sıkış tıkış,
kopuk kopuk,
saçma sapan,
donuk, buruksun...
her mezara yakın,
her batağa batıksın...
haddinden fazla yıkıksın...
avuç içleri aşk bağlamış,
diz kapakları kan ağlamış,
tökezlemeye bel bağlamış,
düşmemek için kalp dağlamış, buna rağmen elleri ılık...
işittim, kendin dedin: adım yitik, soyadım yıkık.
yıkıksın.
dünya berbat mekân,
lâkin hayat var iken,
yer, yerle yeksan,
gök kendisine dâr iken...
koş! al baştan, yeniden!
diye iterdim seni itmesine fakat...
çek ben'i, yırt kalbi, ruhu sök at...
boş ver... yıkıksın...
yaramaz sana şevk yahut şefkat...
ve bil:
yıkığın üstünde olursa kat...
yıkık, hepten olur sakat...
bil.
bil.
bil.
bilme ya da...
devril!
kendi kendisini yaratır,
kendi kendisini yitirir şiir...
şiir ol git!
bilme ya da...
devril!
kendi kendisini yaratır,
kendi kendisini yitirir şiir...
şiir ol git!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder